Doğa, insanların ona verdiği zararı kendi ekolojik dengesi ile çözebilecek güce sahip. Fakat son zamanlarda verilen zarar o kadar fazla olmaya başladı ki doğa bile bunun altından bir süre sonra kalkamayabilir.
Çevreyi korumak, yeşili
sevmek, israf yapmamak insanların başlıca görevi olmak zorunda. Aksi
takdirde kendilerini ve gelecek
nesilleri etkileyecek sorunlarla karşılaşmak kaçınılmaz
olabilir. Bunun önüne geçmek için kendimiz için küçük ama doğa için büyük etkiler yaratabilecek bir takım sorumluluklarımız vardır.
Gerekli olmadıkça fazla ürün almaktan kaçınmalıyız.
Su içmek için marketlerden sürekli pet şişede
satılan sulardan almak yerine kendi
su mataramızı
yanımızda
taşımalıyız. Şehirlerin betonlaşmasına karşı doğaya yardım amaçlı ağaçlar dikmeliyiz. Öncelikle
kendimiz ve çevremizi sonrada doğayı düşünerek kimyasal ürünler yerine
doğal ürünler kullanmayı tercih etmeliyiz. GDO lu ürünleri satın almayıp kendi sebze, meyvemizi
kendimiz yetiştirmeliyiz.
Doğanın kendi düzeni ve kendi kuralları olduğunu unutmadan hareket
etmeliyiz. Dünya üzerinde bulunan her canlının
ekolojik dengeye bir katkısı
vardır. Örneğin; birçok bitki türünün çoğalmasını
sağlayan arılar insanların da bir takım gereksinimlerini karşılarlar. Albert Einstein'ın fizik dışında arılar hakkında da araştırmalar yaptığı bilinmektedir. Yaptığı
araştırmalar
sonucunda ise arıların doğa için en önemli canlı olduğunu altını çizen Einstein; ''Arılar yeryüzünden yok olursa Dünya yok olur,
arı olmazsa döllenme, bitki, hayvan ve insan olmaz'' diyerek arıların ekolojik sistemde nasıl bir yeri olduğunu
vurgulamıştır.