AIDS, bulaşıcı ve ölümcül bir hastalıktır. Nedeni HIV adı verilen bir virüstür. Bu virüs insanın bağışıklık sistemini bozarak, vücudun normalde dirençli olduğu birçok hastalığa karşı kendini koruyamamasına neden olur. AIDS günümüzde dünya çapında bir salgın boyutuna ulaşmıştır. Cinsel ilişki, damardan uyuşturucu kullananlarda ortak enjektör kullanımıyla, kan ve kan ürünlerinin transfüzyonuyla, bulaşma riski yüksektir. HIV enfeksiyonu erkekler ve kadınlarda eşit oranlarda görülmekte ama HIV, kadınlarda erkeklerde olduğundan daha hızlı artmaktadır.
Gebe kalma yaşındaki çok sayıda kadında HIV enfeksiyonu olması çocuklarda HIV enfeksiyonuna yol açmıştır. Virüs enfekte anneden çocuğa doğumdan önce plasenta yoluyla ya da doğum sırasında ya da anne sütüyle bulaşabilir. HIV basit bir temas ile bulaşmaz. Enfekte kişinin öksürmesi, hapşırmasıyla ya da sivrisinek sokmasıyla HIV bulaşması olmamıştır.
Bazı kişilerde HIV enfeksiyonunun ilk bulaşmasından birkaç hafta sonra ateş, döküntüler, lenf düğümlerinde şişme ve genel rahatsızlık hissi 314 gün sürebilir. Bundan sonra belirtilerin çoğu kaybolur, lenf düğümleri şiş kalabilir. Ek belirtiler yıllarca görülmeyebilir. Ancak, kanda ve diğer vücut sıvılarında çok miktarda virüs bulunduğundan kişi enfekte olduktan hemen sonra bulaştırıcı hale gelir.
AIDS’in kesin tedavisi yoktur. Bugün için ilaç kullanımı ile yalnızca hastalık belirtilerinin ortaya çıkışı geciktirilebilmektedir. İlerleyen hastalık mutlaka ölümle sonuçlanır. Henüz AIDS’ten koruyucu bir aşı bulunamamıştır.