Çocukları Gripten Koruma Yolları Nelerdir? Çocuklarda beslenme alışkanlığının bozulduğu zaman mutlaka doktora götürülmesi gereklidir. Ama uzmanlara gripten En güzel korunma yöntemi aşıdır. İşte gripten korunmanın yolları
Uzmanlar çocukları gripten korumanın ilk adımı çocuklarda beslenme alışkanlığının bozulduğu zaman mutlaka doktora götürülmesidir.
Özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalıkları bulunanlar grip hastalığı için risk altındadırlar. En güzel korunma yöntemi aşıdır. Ama mikrobu kendi yapısını her sene değiştirebildiği için bir kere aşı olduğunda bu bizi ömür boyu korumuyor. Her sene o sene görünen mikrop türlerine karşı yeniden aşı yapılması gerekiyor. Herkese de mutlaka aşı yapın demiyoruz ama riskli guruplara özellikle kronik hastalığı bulunanlara, diyabetik hastalıklara, yaşlı hastalara, talesemi hastalarına aşı öneriyoruz" dedi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Emre Günbey, “Grip ile nezleden korunmak için ortamların yeteri kadar havalandırılması, mevsime uygun şekilde giyinilmesi, yine sık el yıkanması, sarılma öpüşme gibi ve insanlarla çok yakın temastan bu dönemlerde azaltılması gerekiyor” dedi.
Havaların soğuması ile birlikte birçok kişinin şikayetlerinin başında gelen grip ile nezle konusunda önemli açıklamalarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Emre Günbey, uyarılarda bulundu.
Soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonlarda sonbahar ve kış aylarında büyük bir artış meydana geldiğini hatırlatan Günbey, “Kalabalık ortamlar, yeteri kadar havalandırmayan ortamlar ve ani sıcaklık değişiminin olduğu zamanlarda enfeksiyonların sıklığında bir artış görüyoruz. Burada önemli olan öncelikle bu enfeksiyonlardan yeterli bir şekilde korunmaktır. Korunmak için ortamların yeteri kadar havalandırılması, mevsime uygun şekilde giyinilmesi, yine sık el yıkanması, sarılma öpüşme gibi ve insanlarla çok yakın temastan bu dönemlerde azaltılması gerekiyor. Özellikle öksüren, burnu akan kişiler ise hapşırırken ağzını terziyle ya da bir peçete ile kapatılması enfeksiyonların yayılmasında önemli önleyici bir faktör oluyor” diye konuştu.
Virüslere bağlı gelişen, toplumda sık görülen, 3 ila 5 gün arasında süren soğuk algınlığının, çok ciddi özellik göstermeyen enfeksiyonlar olduğunu söyleyen Günbey, “Eğer ağrı, burun akıntısı, öksürük gibi şikayetler varsa buna yönelik semptomatik tedavi ile genellikle 3 ila 5 gün içerisinde kendiliğinden iyileşebilir. Bu süreç içerisinde istirahat, bol sıvı alımı yeterli olacaktır. Ama özellikle 5 günü aşan, 39 dereceyi aşan, ateşin olduğu, öksürüğün son derece balgamla beraber olduğu veya uzadığı durumlarda biz genellik bu enfeksiyonun bakteriyel enfeksiyon olduğuna kanaat getiriyoruz. Gerekirse uygun hastalardan kültür almamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Hastalarda yapılan en önemli hatanın doktora danışmadan evde alınan antibiyotik olduğunu belirten Günbey, “Hastalar kafalarına göre antibiyotiği doktora tanışmadan kullanıyor. Türkiye antibiyotik kullanımı yönünden Avrupa’da ve dünyada en önde gelen ülke ve dolayısıyla çok ciddi bir antibiyodik direnci var. Antibiyotik kullanırken mutlaka başlandığı zaman tam toz kullanılması gerekiyor. Doktorun önerdiği 1 haftaysa 1 hafta, değilse 10 günse o süreyi tamamlamak lazım. Yarım kullanılan antibiyotik hiç kullanmamaktan daha zararlı, çünkü iyi iyileştiğim diye bıraktığınız zaman tamamı ölmeyen bakteriler bu antibiyotiğe direnç kazanarak, size o antibiyotiğin bir daha hasta olduğunuz zaman iyileşmeme durumunda kalıyorsunuz” ifadelerini kullandı.
KADINHABERLERİ.COM