Gizli şeker, diyabet riski taşıyan ve yaşamlarının ileriki yıllarında şeker hastalığı gelişmesi muhtemel kişilerin durumunu ifade etmek için kullanılan bir tanımlamadır.
Glukoz metabolizması normal olan
bireylere şeker yüklemesi yapıldığında görülmektedir ki sindirilerek emilen
şeker testin ilk 0.5, 1 ve 1,5 saatlerinde kanda yükselir ve 2. saatteki ölçüm başladığı
değere, yani 140 mg/dl'nin altına iner. Bu değerin normal ile diyabet arasında
kalan değerleri yani 140199 mg/dl arasında oluşu, glukoz metabolizmasındaki
bozukluğun ifadesidir. Bu durum halk arasında gizli şeker olarak adlandırılır.
Son yıllarda Amerikan diyabet birliği, açlık kan şekerinin 100 126 arasında
olmasının da dikkate alınması gerektiğine dikkat çekerek, bu değerleri gizli
şeker hastalığı olarak tanımlamaktadır.
Gizli şeker çoğu kez klinik belirti
vermez ama potansiyel diyabet geliştirme ve vücut damarlarını etkileme riski
bulunan, diyabetin aşikar hale geçişinde anahtar rolü oynayan bir süreçtir.
Beraberinde şişmanlık, yüksek tansiyon ve yüksek kan yağları düzeyi vardır. Bu
birliktelikler bazen baş ağrısı, baş dönmesi, hareketle artan nefes darlığı,
çabuk yorulma gibi belirtilere yol açabilir. Bazı hastalarda ağır şekerli bir
yemek sonrası çabuk acıkma, terleme, fenalık hissi, çarpıntı gibi belirtiler
olabilir. Çoğu kez bu durum panik atak olarak yorumlanabilir.